14 Eylül 2010 Salı

Madde madde gidelim kısa ve öz. Severim.

*Günüm iyiydi aslında. Haksız yere bağrılıncaya kadar. Sonra gülme krizine ardından da ağlamaya başladım. Evet sinirlerim fazlasıyla bozuktu.
*İnsan bu kadar nefret dolu olabilir mi? Olabilirmiş. Gerçekten çok ama çok nefret doluyum. En çok dahayatları belli bir düzen halinde ilerliyor olmasına rağmen her şeyden şikayetçi olan insanlardan nefret ediyorum. Ağzına geleni sayıp yakıp yıkıp karşına geçtiktn sonra da güler yüzle konuşma çabasından! Tam anlamıyla ağzınıza s.çmak istiyorum. Acı çekin. Gerçekten acı çekin istiyorum. O anlattığınız yalandan olayları yaşayın kıvrım kıvrım olun istiyorum. İşte o zaman karşınıza geçeceğim. Anladığınızı gördükten sonra hep yaptığım gibi yardım edeceğim.
*Bu yüzden de kendimden nefret ediyorum! Bıktım lan bıktım! Nereye kadar bu iyilik?!Kötü olmak istiyorum. Gerçekten kötü biri olmak istiyorum. İnsanların dediği gibi ikiyüzlü olabilmek istiyorum. Birine gerçekten bilerek acı çektirip ızdırabına seyrici kalmak istiyorum. Bana ettiği beddualara bakıp genişçe sırıtabilmek istiyorum. Evet yaptım demek istiyorum. Hayır yapmadım diye kendiim savunmak istemiyorum. İnsanlar bana bakıp da aa işte bu o kız yazık desin istemiyorum. Kimse de bana yardım etmesin zaten. Yardımları da sevmem. Ne kadar kızarsam kızayım kendimi seviyorum. Ama bazı insanlardan ölesiye nefret ediyorum. gerçekten yaptıklarını bulsunlar istiyorum.
Yakın çevremdekiler ve diğerleri.
Kendini bir b.k zanneden ve kendini gerçekten bir b.k zannedenler.
Adisiniz, pisliğin önde gidenisiniz, beş para etmezsiniz.
Ne yazık ki öfke dyduklarım burayı bilmiyor bile. Nete de çok sık giren kişiler değiller. Ve şu geçen kavga ettiğim kişi... Bugün gerçek yüzünü gördüm. Daha doğrusu tanık oldum. Benim gerçekten berbat duruma düşmemi istediğine inanamıyorum. Çünkü kendime bile itiraf etmek istemesem de ben gerçekten hayatta en çok sevdiğim dediğim kişilerden biri. Ve ben gerçekten hayatımdaki hayatındaki tüm olumsuzluklara rağmen onu çok seviyorum. Hala da seviyorum. Al işte nefret et.
Burnum sürtülecekmiş. Lütfeni hak etmiyormuşum. Ne adi küçük bir f.hişeymişim de haberim yokmuş!
Tek düşündükleri ne yaptığım olanları da sevmiyorum. Ne yaptın? Yine konuşacakmışsın!
Tüm bunları ben yaptım! Ben! BEN!
Yanımda kimse olmasın yoktu da ben hep kafama buyruk yaşadım. Ailemin sözünü dinlemedim. Görüşme dediler görüştüm. haklıydılar umursamadım. haklarını verdim. Hedefime çok yaklaştım ama yaklaştıkça bittim. Bitkin düştüm. Daha ne kadar bu uğurda savaşırım bilmiyorum. Hepsi ne için? Bir avuç toprak olmak için mi?
Ölüm...
Ölüm hakkında çok duyarsız olduğumu söylüyorlar İlk kaybımı küçükken verdiğimi biliyorsunuz. Ben yakın zamanda çk sevdiğim birini kaybettim. yüzünü... saçlarını... gülümsemesini bir daha göremedim. aradan yıllar geçti belki ama ben hiç onun adını anmadım. Anamadım. O kadar seviyordum ki mahvoluyordum. Belki de o yüzden ben sevgiyi uzun süreli istemiyorum. Bir itiraf yapmak gerekirse... Ben kimseyi hayatımda uzun süreli istemedim. Benim bir parçam dediğim insanları bile hayatımdan bikaç ay sonra çıkaracağımı bile bile yanımda tuttum. Ben onun ölümünden günler sonra hıçkıra hıçkıra ağladım. Bir arabadaydım. Hatırlamama neden olan şarkı çalıyordu. ne olduğunu anlamadan gözyaşlarına boğuldum ben. saatlerce ağladım. kimse anlamadı. Ben o zaman anladım onu bir daha göremeyeceğimi. Çok gençti... Uzakta ama mutlu yaşammasını çok ama çok isterdim.
Yerine kendimi bile verebilirdim.
Ben onu çok sevdim ama ölüm daha çok sevdi.