4 Haziran 2010 Cuma

üst üste eskiden gittiğimiz bir mekanda hiç hoş olmayan olaylar yaşandı. İlkinde beni çok saf gören ya da kendini çakal zanneden bir çalışan telefonumu yürütmeye çalıştı. Be arkadaşım arkamı döndüm diye telefonumu hemen çekmeceye atmak akıl mı? Ben salak gibi arkamı dönüp giddecek miyim? Çantam baya kalabalık akılda bir karış havada hadi telefonu sana bağışlayayım mı diyeceğim? Hadi ordan! Bir de üste çıkıyor daha. Ben verdim telefonu size diye. Baya ısrar etti fakat müdürünü çağırınca çekmeceden çıktı. Şikayetçi olmadım dediğim gibi tanıdık mekan ayrıca onun hakkından geldiler.

Bir diğer olaya gelince. Sanırım en sinir bozucu olan bu. Arkadaşlarla yemek yemişiz eğlenmişiz keyifler yerinde. Dedik bir Türk Kahvesi içelim. Geçtik oturduk bir çok yere bağı olan bir mekana. Kahveler geldi falan. Gayet hoş ortam gülüyoruz eğleniyoruz. Birden arkadaşın biri bizi uyardı. Adam bizi kesiyor diye. Neyse dedik. O kadar çoklar ki bu tipler artık ileri gidilmedikçe neyse diyor davranışlarımızı kontrol altına alıyoruz. Ama bu seferki sadece kendi gözleri ile yetinmedi. Aldı eline kamerasını -evet el kamerası- başladı çekmeye. Neyse ki görüntülerde ben yokum. Bizden sadece bir kızı doyasıya çekmiş. Benim ve kankimin sırtı dönüktü adama. Anında bir ağabeyimizi çağırdık. Aslında bana kalsa gider müdürüyle konuşur hallederdik olmadı ağabeyimize haber verirdik. Neyse kız çağırdı adamı adam konuştu. Mazeret şu: Öylesne çekiyoruz abi. Her yer var bak.

Baktık haklı her yer ve bizim kız var. Neyse görüntü silindi adamlar uyarıldı bizimde son gidişimiz ilan edildi.

Ağabeyimiz -saygıda kusur yok vurur valla- ders çıkışında geldi hepimizi kontrol etti. Bizim bir etkimiz var mı diye. Etki dediysek oturuş konuşma falan değil. Kıyafet. Ve evet büyük ihtimalle ben geçemedim. Nedeni ise çok komik. Elbise giyiyor olmam kısacık şortlardan daracık taytlardan daha dikkat çekici. Hayır elbise dediğimiz şey de kısacık değil ki. Uzun tiril tiril yazlık elbiselerden. Rengi çok dikkat çekici kan kırmızısı hadi bugünü anlarımda dünkü? Mavi-kahverengi bir elbise. Her neyse sosyolog değilim. Bugün çözemeyecek kadar da bitkinim.
Hepinize iyi günler. ya da geceler. akşamlar. vs vs vs.

-sistem hatası-