16 Ekim 2010 Cumartesi

Baba


Çok sevdiğim bir arkadaşa yorum yazıyordum ki anladım. Geçmişim tuhaftır benim. Karanlıktır. Öyle karanlık işler anlamında da değil üstelik. Puslu anılarım vardır benim. Saçma ayrıntıları hatırlar diğerlerini bilinçaltına gömerim. Belki bu yüzden bu kadar az hasar vardır ruhumda.

Her ailede vardır, abi küçük kardeşe evlatlık olduğunu söyler. Bana da oldu ve ben belgeleri görene kadar kimseye inanmadım. Sonra hayatımı etkileyen en büyük yalanda babamın beni kız olduğum için istememesiydi. Zaten bir oğlu olduğunu düşünürsek ne salakmışım ben! Yıllarca erkek çocuk gibi davranmaya çalıştım. Babam eve yorgun gelirdi bu yüzden masaj yapmanın inceliklerini öğrendim. Ben ne kadar tuhaf davranırsam davranayım o akşam eve yorgun gelen adamın gözlerindeki sevgi pırıltıları beni mest ederdi.

Çok sonra anladım, babam beni ben olduğum için seviyordu. Ve hep sevecekti. Birbirimiz için çok fedakarlık yaptık biz. Baba-kız ilişkisi derler ya bizimki çok ayrı oldu. Birbirimizi hep affettik. Baba-kız asla küs kalmaz dedik. Kim haklı olursa öteki taraf özür diledi. Babam hayatındaki en duygusal konuşmayı eşine değil bana yaptı. Beni çok kırdığında kendi de mahvoldu.

Babasız büyümek nasıl hiç bilmedim. Çünkü ben hayatımdaki en değerli varlık olarak onu seçtim. Onsuz büyüyemezdim. İşten geldiğinde sırtına atlayan o küçük kız çocuğu olmasaydım bugün bu şekilde olamazdım.

Bebekken kucağında yemek yermişim. Onun elini tutmadan uyuyamazmışım. Küçük bir çocukken işten geldiğinde aslında hiç sevmediğim o dergileri getirdin mi diye çığlık atıp koşup sarılırdım. Pazarları beraber vakit geçireceğiz diye deli gibi sevinirdim.
Şimdi her kaprisime katlanıyor. Kredi kartına deli gibi yüklendiğimde mantıklıca açıklıyor ve bazende sesini yükseltiyor. Haklı olduğunu biliyorum. Yine de beni hiçbir zaman yaşıtlarımdan geri koymadı. Zamanımın çoğunu hasta geçirdiğim için sağlığımla çok ilgilendi. Üç ay boyunca hasta yattığımda inat ve korku yüzünden doktora gitmediğimde, ben ateşler içinde sayıklarken beni doktora taşıyan o oldu.

Kendisi yiyemezse bana yedirirdi. Kendisine bir ayakkabı alırsa bana üç tane alırdı. Sırf istiyorum diye korkacağımı bile bile beni at binmeye götürürdü. Alışmam için elinden geleni yapardı. Beni benden iyi tanır. Okula alışınca kendine güvenin geldi. Yürüyüşün bile değişti dedi.


İşte tüm bu yüzden geleceği geçmişime değişmem.


*Bu arada fotoğrafçı babama gülün dese bile adamın en gülen halinin bile korkutucu görünmesini çok seviyorum!


*Resim bir internet oyunundanmış.Fark etmez, benim babam sigara da içmez saçı da seyrektir zaten. =)