26 Ağustos 2010 Perşembe

Kısa kısa ((3))

*Yeni bir şeyler yazıyorum. üzerinde çok fazla düşündüm ve diğer şeylerde olduğu gibi sık sık değişikliğe gittim. Fakat bugün elimde bol kremalı kahvemle oturup ekrana baktığımda "işte" dedim. Nasıl severek yazacağımı buldum ve bundan zevk almaya başladım. Fakat bu akşam bunun değişme olasılığı var ve bu beni mahvediyor.

*Babamla barışınca yinede arsız davranıyorum. İstediğimi alana kadar durmayacağımı biliyorum ve sanırım babamda biliyor. Bu yüzden de benle konuşmuyordu. KOnuşursa ikna ederim ve edersem yaklaşık 30 bin zarara uğrar. Elindeki geçen ayın kozu olmasa çoktan atağa geçerdim. Neyse yinede hazırladığı yemek lezzetliydi.

*Baba-kız ilişkisnin kesinlikle çok özel olduğunu düşünüyorum ama yinede bir yanım anneye daha önem veriyor. Sanırım yıllar boyu hayatımdaki tek evebeyn babammış gibi davrandığım için suçluluk hisseden yanım o.

*Geçen gün kitapları bağışlarken ortalığı topluyorduk ve benim anneme kendim yaptığım kartları bulduk. Harika resimler çizmişim. Eskiden her kağıda ayrı bir resim çizerdim. Ürün reklamları düzenlerdim. Şimdi o kız nerede bilmek istiyorum.

*Eskiden de yazardım. Öğretmenler genelde neden bitirmiyorsun derdi. İstemezdim. Doyurucu olmayınca bırakıyorum sanırım. İstediğim etiyi yaratmayan her fikir dünyanın en harika fikri bile olsa bırakabilirim. Kimsenin etkilnmeside umurumda değil üstelik. Bu sadece iç dünyamla alakalı bir şey.

*Yeni ve güzel şarkılar arıyorum. Only one gibi. Ne harika şarkıdır o. OTH kadar soundtrack konusunda harikalar yaratan bir dizi daha görmedim ben. Down mesela. Ne yazık ki bu kadar harika bir dizi yerine The Vampire Daires ile tanınıyor.

*Marcus nasıl bir insandır diye sorup duruyorum kendime. Ve nedenler kadınlar bu kadar inatçı ve eşşek kafalı olmak zorunda? Hayır hem cinslerimi kötülemek ve birkaç kendini bilmez erkeği güldürmek için söylemiyorum. Çünkü biz kadınlar hiç yoktan zekiyiz.

*Evin pencereleri değişiyormuş yine. Çıldıracağım. Tanrım bu nasıl bir gürültü böyle?

*Hala bizim yere gidemedim. Orada olmayı özlüyorum. Hani şu eli yaralı barmenin olduğu yer =) Hayatım boyunca beni en çok etkileyen bir şarkı vardı ki adını hala bilmiyorum. Onla ilgili konuşmuştuk. Adını söylemişti ve hayatımda duyduğum en uzun isimdi. Bende anlıyormuş gibi başımı sallamıştım. Eğer yanınızda sizi çimdikleyip duran bir da arkadaşınız varsa inanın bana o an çok koimk görünebiliyorsunuz =)

*Geçen gün bir yıldır yaşadığım yere dönmemi bekleyen -biliyorum pisliğim- çocuğa selam dedim sen kimsin dedi. İntikam güzeldir evet ama bu karşı taraf için bir şey ifade ediyorsa geçerlidir tatlı şey =)

*Face'den yıllar önceki br arkadaşa ulaştım. Kız hala çok güzel. Annesi hazırlıkta kalırsam hocam olabilirmiş eh ne diyeyim hayırlısı .kop

*Kankim den bahsettim mi bilmiyorum. Kanka değiliz fakat ona böyle derdim. Çok değişmiş. Bu konu deşilmeye açık değil =)

Bla bla bla ve birkaç tane daha bla bla

Bitti.