17 Mayıs 2010 Pazartesi

Her şeyden hiçbir şey

Yazmayı unutmuşum.
İlk doğum günü hediyemi 7 yıllık kankamdan aldım. Doğum günlerine o kadar önem vermediğimi bildiğinden önceden verdi.
Gömlekleri sevdiğimden ve favori renklerimden maviye taptığımı bildiğinden mavi bir gömlek almış.
İşin güzel yanı elinde simit sabah kahvaltıya gelmesi...
Özel insanların özel hediyeleri kdar değerlisi yok =)

Bu arada ekstrem bir gün yaşadım. Kendi çapımda eğlenceye doydum. Belki bir ara anlatırım =)
Ha dolmuşlar -minibüs- cidden iğrenç.
Ya da bana öyle geldi bilmiyorum. En son 10 küsür yıl önce binmiştim.Bugünde bindim. O kadar aradan sonra unutmuşum nasıl olduğunu. İnsan tuhaf oluyor. Özellikle yaşamkent dolmuşları feci tıka basa oluyor. İki kadın ezdim gelirken. Yolda inip anında araba çağırdım. Yok alışmış kudurmuştan beter oluyormuş cidden. Nerde benim tak diye aradığımda gelen arabam. Nerde benim babam abim eniştem? Olmuyor böyle valla.
Bu konu hakkında ufak bir kesit.

M. : Ya gelene baksana.
A. :Durmaz mı be?
M. :Bazen durmuyor dolmuşlar.
A. :Yuh! Hem para ver hem ayakta kal hem o kadar bekle bir de durmasın!!!

İşte bunu anlayamamıştım =)
İleride feci afallarım gibi geliyor hadi hayırlısı.

Gelelim aklımdaki başka bir konuya. Biriyle günler hakkında anlaşamıyoruz. Sorun yok diyor kendi sorun çıkarıyor. En son hayatıma büyük ölçüde etkisi oldu. Yarın büyük kavga var. Gidip yakıp yıkacağım. Gerçekten öfkeliyim. Ve öfkem yakıcı olur.