22 Nisan 2010 Perşembe

Selen hakkında yazdığım yazıyı okumak isteyince eski yazılara döndüm de az önce...
Daha bir zevkle yazılmış.
Daha içten olduklarını fark ettim.
Ne oldu diye sordum kendime.
Harbiden ne oldu?



Tuhaf ilişkilerin soru cümlesidir bu.
"Ne oldu bize böyle?"
Bilmem ne oldu?
Büyük ihtimalle birbirinize gerçek yüzlerinizi gösterdiniz. Baktınız olmuyor böyle ilgili ilgili dediniz salla biraz. Hep sinemaya gidilecek değil ya! Birazda arkadaşlarla karı kız keselim.
Cidden bu Karı nereden çıktı?
Karı koca ilan edilmek. Karı kız kesmek. Karıya bak beeehh daş gibin! diyebilmek.
Nerden çıktı bu laf?
Hiç de sevmem hani. Modern olmadığını bırakın kibar ve saygılı bir erkeğe yakıştıramıyorum.
Bu hitaplara başka bir yazıda değiniriz artık.


Ha yukarıdaki tutmadı diyorsanız bir başka seçenek de sıkılmış olmanızdır.
Basit.
Herkesin başına gelebilecek bir olay bu. Sıkılmak en doğal huylarımızdan biridir. Karşındakinin gülerken tükürük saçmasından sıkılırsınız bunu dile getirememekten sıkılırsınız gözlerinin birbirine fazla yakın olmasından sıkılırsınız gözlerinin renginden sıkılırsınız karakterinden sıkılırsınız. Kısacası o artık sizin ilginizi çeken kişi değildir. Belki gizemini kaybetmiştir.
Eh gizem ilişkide en önemli şey değil mi? Yüz güzelliği ya da vücut ölçülerinden bir Melek olamayacak biri sırf kartları doğru oynuyor diye en ateşli çocuğu kapabilir.
Doğanın kanunu bu bebeğim.
Kartları doğru oynamak...
Eh bu da tutmadı dediyseniz aynaya bakmanızı tavsiye ederim. Öncelikle kendinizi yargılayın.Bunu kimse yapmadan siz kendinize yapın. Yapın ki daha büyük yaralar almayın.



Yazılarım konusuna dönersek...
Sanırım duygularımla yazmam yüzünden böyle oldu.
Kendimi dizginlemem duygularımı kısıtlamam.
Biraz idare edin verin artık :)