16 Şubat 2010 Salı

Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor.Nedenini kendiside bilmiyor.Bir rahat verin artık!


Aynı anda bir sürü işle meşgulüm...

Zorla yapılan işler büyür büyür...

Kitapları bir günde bitiren ben bir tane kitapla bir hafta harcıyorum.

Neden?

Okudun mu? Okusana! Okuyunca haber ver. Nasıl buldun?Neredesin?

Hepsine verilecek güzel cevaplarım var aslında. Ama gönül el vermiyor ki kalp kırayım. Biliyorum bir şeyler paylaşmak için bu hevesin güzel kardeşim. Ama iki dakika izin verde nefes alayım!

Bir başka kitap konusu da hocam sağ olsun gündemde. Kadın ilk önce okuduğum kitaplara laf etti. Ardından getir bana bende okuyacağım ama hepsini istiyorum dedi. Şimdi parlatıcılarımı paylaşmadığım gibi kitaplarımı da paylaşmayan ben bu kadar laf söyleyen bu hatuna kitap verir miyim?

Asla.

Arkamdan dedikodumu yapar mı?

Yapar.

Peki, ben takar mıyım?

Hadi len ordan.

Kendimi beş şık arasında gidip gelmeye verdim son günlerde. Bol bol test çözerekten sisteme güzel sözler sarfediyorum. Elim kolum test kitabıyla dolu okula gidip dolabımın anahtarını unuttuğumu fark ediyorum. Sonrasında bir güzel kendime söverek arkadaşın dolabından otlanıyorum.

Elbise-ayakkabı-aksesuar arıyorum. Yıllık tasası bitti derken mezuniyet balosu çıkıyor ortaya.

Sabahları artık bitkisel çay hazırlıyor okulda Çağo ile içiyoruz.İçinde anason var diye rezene çayına tapan biridir kendisi. Bu sabah çayı görünce sevinmiş "Obaa anasonun dibine vuracağız." şeklinde bir nida atmıştır kendileri.

Kısacası bir kitabı bitirip kütüphanemi o kadından koruyarak test çözmeye devam etmeli unutkanlığı rafa kaldırıp günlük işlerime dikkat etmeli çayın dibine vurmalıyım.


Edit:Birde alerji yapan şeylerden uzak durmalıyım.Bal neyse de bu sefer işim daha zor...