15 Mart 2010 Pazartesi

Ölüm en büyük kayıptır.


Kayıplarımız...
Çok şey ifade ederler giderken...Oysa hayatımızda etkileri varken umursamayız bile. Hep aynıdır. Hep oradadır. Hep bizimledir. Hep vardır.
Vardır değil mi?
Peki neden giderler?
Nereye?

İlk kez ölümle tanıştığımda 6 yaşımdaydım. Anneanneme ziyarete gitmiştik. En azından ben öyle zannediyordum. Yılar sonra öğrendim anneannemin teyzemdeyken vefat ettiğini. Uykusunda gitmiş.
Evine gittiğimizde beni mutfağa sokmuşlardı. Sedyede dışarı çıkarılan bir şey gördüğümde beni sıkı sıkı tutan ellerden kurtulup peşinden gitmiştim. Neden öyle davrandığımı bilmiyordum bile... Sedyenin üzerinde neredeyse tamamı beyaz örtüyle kapalı biri yatıyordu. Tanıdığım sevdiğim biri...Ona ne zaman gitsem sevgisini eksik etmeyen beraber bahçesinden meyveler yediğimiz kadın... Anlamamıştım.
"Nereye gidiyor?"diye fısıldamıştım ablama. Cevap vermemişti kimse...

O günün etkisi benimleydi hep. Hala da öyle.
Ben en çok kaybetmekten korkarım. Ölümün benden çalmasından korkarım. Sevdiklerimi bilinmeyene göndermekten korkarım.
Bu günden sonra anne-babamın ölümünden korkmaya başlamışım. Yarısını ablamlar anlatıyor. Pek farkında olmasan gerek yaptıklarmın. Anne ve babam genç sayılmaz. Tekne kazıntısı dedikleri benim işte. Eğer bir anne ölebiliyorsa benim annemde ölebilirdi...Bunu fark ettiğimde daha hırçınlaştım.
Çok değer verdiğim biri ölümle yüzleşti. Bense en çok korktuğum şeyle...Gecelerce acımı içimde yaşattım sanıyordum.Oysa ailem farkındaymış.Şimdi şimdi diyorlar. Beni bu kadar üzen olaya/kişiye olan öfkelerini anlayabiliyorum.Onlarsa benim korkumu anlamıyor. Birine veda etmek her zaman zor değildir. Hayatından çıkar ama nefes almaya devam eder. İŞte bu sorun değildir. Belki de bu yüzden insanların hayatından kolayca çıkabiliyorum. Onların acısı daha kötüdür. bundan eminim.
Ben ölümü her şeye tercih ederim. Yalanlara,oyunlara,hilelere,nefrete,kine....O kadar kötü değildir bunların tümü.

Hayatımı meşgul eden bir konuda benim sağlık durumum. Tercih yapmam gerek dediğim konuyu geçiştirdim. Tedavi olmayacağım. Amadiğer konuda yapabileceğim bir şey yok. Zamanı geldiğinde geriye iki seçeneğim kalacak. Yarım yaşamayı kabul edemem. O kadar güçlü değilim.
Canım yanıyor sanırım bu satırlarda. Yazmak bölesine uzun böylesine gözyaşlarıyla sürmemişti hiç. Fazla konuşuyorum. Fazla döküyorum içimdekileri.