tag:blogger.com,1999:blog-66244450309030350122024-03-13T19:52:17.331-07:00||Not Anymore||Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comBlogger210125tag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-91901483831479627142011-08-13T13:59:00.000-07:002011-08-13T14:14:03.826-07:00Şu an tam önümde bir fotoğraf var. Fotoğrafta altı kişi var. İkisi çok samimi görünüyor ama gerçekte birbirleri ile pek anlaşamazlar. uzun boylu olan kendine has bir havası var izlenimi vermeye çalışıyor ama nasıl olduğunu bilirim güven eksikliği sorunu yaşıyor ve büyük ihtimalle de asla tamamen mutlu olamayacak. Ortadaki ise...Kesinlikle sorunları var! onun yanında duran kişiyi isle asla çözemedim ve çözebilecek biri olduğunu da sanmıyorum. Ve en sondaki. Onun hakkında fazla düşünmek istemiyorum ama birgün başarılı biri olacağını hissediyorum. ama arkadaş konusunda kesinlikle berbat biri. birgün yaptıklarının farkına varması gerekiyor. Durup ben başarılıyım demeyi öğrenmeli.
<br />
<br />Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-51370181496685660292011-08-10T07:04:00.000-07:002011-08-10T07:23:36.027-07:00The Bang Bang Club<span style="color:#000000;"><span style="font-size:130%;"><span style="font-family:times new roman;">The Bang Bang Club'ı izlemeyi uzun zamandır istiyordum. En sonunda bugün izledim.</span>
<br /><span style="font-family:times new roman;"></span>
<br /><span style="font-family:times new roman;">Doğrusu film biraz yavaş ilerliyor fakat aksiyon filmi izlemediğinizi de düşünürsek bence ilerleme hızı idealdi. Benim dikkatimi çeken filmde kime önem vereceklerini bilememişler gibi görünmesiydi. Kevin Carter ile başlayan film birden Greg ile devamm ediyor ardından tekrar Kevin'a geçiyordu. Diğer iki karaktere fazla önem verilmemiş gibi. Bir sahnesinde hüzün duymanız gerekirken duyamıyorsunuz bile. Önemli olan diğer karakter olduğu için ona hedeflenmiş gibi hissediyorsunuz. </span>
<br /><span style="font-family:times new roman;"></span>
<br /><span style="font-family:times new roman;">Filmde Kevin Carter'ı eleştirdikleri bir sahne vardı. Taylor Kitsch hakkını vermek gerekirki rolünü çok iyi oynamış. Yine de eleştiriler bence hafif kalmış görünüyor. Sonuçta gerçek hayatta bütün dünya Kevin Carter'ın üzerine geldi. Küçük kızı neden kurtarmadığı hakkında binlerce soruyla boğuştu. Ve evet, sadece Kevin değil bütün o fotoğrafçılar ölümün resmini çekiyor. Ayrıca onlara yapılan uyarı nedeniyle de müdahalede bulunmuyorlar. Küçük kız ya da bir başkası hasta olabilirdi ve bu hastalığın da fotoğrafçıya bulaşmaması için temasa geçmemeleri hakkında uyarılıyorlardı. Ama halk ya da basın bunu düşünmeden zaten ruhsal sorunları olan bir fotoğrafçının üzerine yürüdü.</span>
<br /><span style="font-family:times new roman;"></span>
<br /><span style="font-family:times new roman;">Ortada bir insanlık ayıbı vardı evet. Fakat bunun sorumlusu bir fotoğrafçı mı olmalıydı yoksa orada tüm bu olayları başlatan alevlendiren güçler mi? Sanırım alkol ve uyuşturucu ile baş edemeyen biri tüm bunların kefaretini ödemek zorundaydı. Yaptığı yüzünden eleştirilmemesi gereken bir insandı. Oradaki durumu gözlerimizin önüne serdiği için yargılanmamalıydı.</span>
<br />
<br /></span>
<br />
<br /></span>
<br /><div align="right"><em><strong><span style="font-size:130%;color:#000000;">Kevin Carter Anısına.</span></strong></em></div>
<br />Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-2984849119522462372011-08-08T02:03:00.000-07:002011-08-08T02:32:16.373-07:00I'm back!Çok uzun zaman olmuş buraya uğramayalı.
<br />
<br />Üç aydır kendime bile itiraf edemediğim bir şeyleri buraya karamal için geldim doğrusu. Tilki-kürkçü dükkanı misali.
<br />
<br />Herkes der durur üniversitenin ilk yılında kimseyle birlikte olmayın diye. Amaçları sizi korumaktır ve siz o an 'neden biriyle birlikte olayım ki be' dersiniz. Ama evren çok tuhaftır ve karşınıza birini çıkarır bir bakarsınız daha önce hiç böyle hissetmemişsiniz.
<br />
<br />Yıl boyunca çok fazla derse girmedim ve hep bir yerlere gezmeye eğlenmeye gittik. Bilardo, bowling,sinema cafeler... Akşamları hayal kurup birbirimizi sinir etmeler falan. Bakmayın falan deyip olayı kapattığıma o kadar eğleniyordum ki sanki yeniden hayat bulmuştum.
<br />
<br />Aşk güzel şey özellikle de insanın aşık olabileceğini görmesi çok güzel. Fakat karşınızdaki insanı asla tanıyamıyorsunuz. Özetle ben insanları tanıyamıyorum ve o da biraz fazla eğlenmek istiyordu. Büyük sınavıma 20 gün kala her şeyi bitirdim bir kez daha. Yine değer verdiğim birini sadece birkaç saat içinde arkamda bıraktım ve yoluma devam ettim. Girmediğim tüm derslere 20 gün içinde çalıştım ve sonuç olarak belki de benimle birlikte derslere girmeyen tüm arkadaşlarım ders tekrarı yaşayacak ama ben O'nun sayesinde başardım.
<br />
<br />Böyleyim işte. Biri canımı yaktığında daha da başarılı olurum ben. Biri bana yapamazsın derse canına okuyacak kadar ileri giderim.
<br />
<br />Gelelim diğer haberlere =)
<br />
<br />*Yeğen sayısı ikiye çıktı. (aslında bu iyi mi kötü mü karar veremedim ama :D )
<br />*Abimde evlendi ya ben daha ne diyeyim :D (bu kesinlikle iyi bir haber)
<br />*Odamı tepeden tırnağa değiştirdim. (birkaç mobilya sipariş olduğu için hala gelmedi ama olsun beklerim )
<br />*Sağlık konusunda iyiyim sadece birkaç pürüz var (o da kimde olmaz be )
<br />*Küçük Prens bizim evin yakınına taşındı! Asıl haber şu ki bütün bir yılı beraber geçireceğiz. (Yani bilirsiniz gezdirip etrafı tanıtacağım. kötü bir niyetimiz yok :D ) Geçen gün bir davete katılana kadar onu aklımdan çıkarmıştım ama işte ben giyindim gittim falan bununla kapıda karşılaştık. Onun hakkında beni korkutan çok fazla şey var. Babamın bu ilişki hakkında ne düşüneceğini biliyorsunuz zaten ama bunu aştım. sadece ben ne düşüneceğimi bilmiyorum. Bakalım hem önümüzde koca bir yıl var :D
<br />
<br />
<br />Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-3252711740922220172010-12-26T12:34:00.000-08:002010-12-26T12:49:46.616-08:00Veda~<div align="center"><a href="http://1.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TRep6zNk9oI/AAAAAAAAAII/bj8oWWR5o6o/s1600/Goodbye_by_Dark_Scythe.jpg"><img style="TEXT-ALIGN: center; MARGIN: 0px auto 10px; WIDTH: 320px; DISPLAY: block; HEIGHT: 218px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5555095493029459586" border="0" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TRep6zNk9oI/AAAAAAAAAII/bj8oWWR5o6o/s320/Goodbye_by_Dark_Scythe.jpg" /></a> <a href="http://fizy.com/#s/1nqfqj">http://fizy.com/#s/1nqfqj</a><br /><br /><br /><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong>*Bu saatlerde hep melankoli takılmaya başladım, uyarılır.</strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong></strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong></strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong>Kendimi manik depresif gibi hissediyorum. Tamam anlıyorum ilişkilerde bir yeşil ışık yakıp bir kırmızıyı çakacaksın ama böyle iki taraflı yaptıkça olan bizim psikolojimize oluyor. Bir havalara uçuyoruz bir yerin dibine giriyoruz. Çok yıpranıyoruz. Çok seviniyoruz. Çok gülüyoruz. Allahı var daha hiç ağlamadık. İlk kez biri bana böyle davrandı dersiniz ya, bir çok kez dedirtti bana bunu. Kendim hakkında daha fazla şey kattı bana.</strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong></strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong>İşte biraz da bu yüzden artık burada yazmayı istemediğimi fark ettim. Ruhumun zehirini içimden geldiği gibi dökemedikçe yazmanında bir anlamı yok. Daha az samimi bir ortam belki de en iyisi. İnsanlar veda etmeyi ya da pes etmeyi sevmediklerini söylerler. Çünkü hayal dünyaları sanılanın aksine dar bir pencereden meydana gelir. Yeni bir kulvarda daha fazla alana sahipken çalışmayı tercih etmek yenilgi ise şu saat yeniliyorum. Ve yepyeni bir hayata adım atıyorum. </strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong></strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong>Sağlıcakla kalın.</strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong></strong></span><br /><br /><span style="font-family:times new roman;color:#000000;"><strong>Aycan A.</strong></span><br /></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-63205687737377680972010-12-25T12:00:00.001-08:002010-12-25T12:04:56.653-08:00<div align="justify"></div><div align="center"><strong><span style="font-size:130%;color:#000000;">Öldü.</span></strong></div><div align="center"><strong><span style="font-size:130%;color:#000000;">Neden öldü?</span></strong></div><div align="center"><strong><span style="font-size:130%;color:#000000;">Öldü işte.</span></strong></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-59018271397033931722010-12-19T08:17:00.000-08:002010-12-19T08:42:04.769-08:00Öyle böyle<a href="http://2.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TQ40wfaIlmI/AAAAAAAAAH8/Qa2BaxNVfRg/s1600/Victoria_Frances_II__by_SHADOWZRWITHU.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; FLOAT: left; HEIGHT: 231px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5552433398263879266" border="0" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TQ40wfaIlmI/AAAAAAAAAH8/Qa2BaxNVfRg/s320/Victoria_Frances_II__by_SHADOWZRWITHU.jpg" /></a><br /><div></div><br /><div></div><br /><div>* Hayatımda sürekli tuttuğum tutmayı becerdiğim kimse yok. Elbette bahsettiğim ailem değil. Aile deyince akan sular durur benim için. Birkaç yazımda da bahsettim, hepsinin yeri ayrıdır bende. Ailem için bir akıl hastası ile kavga etmişliğim vardı, onun rahatsızlığından haberdar değilken. Haberdar olsam da aileme laf söyleme cesaretini kendinde bulan birine karşı hoşgörü gösterecek biri değilimdir.</div><br /><div></div><br /><div>Her neyse, dün akşam üzeri el ayak çekilince aklıma geldi. İki ay önce tanıştığım-hayatımda tanıdığın en saf- insan ile ilişkimiz biraz değişmiş. Daha az görüşür olmuşuz. Önemi kaybetmiş değil elbette ya da ona olan sevgimi yitirmiş değilim. Sadece artık onunla bir şeyler paylaşmıyorum. Cumaları sinemaya onun yerine başkaları ile gider olmuşum. Tamam, tek bir kişiyle ömür geçmez elbet fakat ne bileyim herkes herkesle özel anlar yaratmalı. Birini sorunca onun hakkında özel bir şeyiniz olabilmeli kisoruya cevap verebilin.</div><br /><div>Bana Selen dediğinizde size Hacettepe diyebilmeliyim.</div><br /><div>Bana Aşki dediğinizde size aile diyebilmeliyim.</div><br /><div>Bana Peri dediğinizde "İşte, en saf kişi o. Bir melek gibi. Kanatları kırılmış bir melek gibi o."diyebilmeliyim.</div><br /><div></div><br /><div>Yeni ve bir süre sonra değişecek olan sınıfımda bir kız var. Benden büyük fakat tam bir ruh hastası. Onu öyle süslü cümlelerle imkanı yok tanımlayamam. Ben onu döverek severim o da beni gıcık ederek. Bahse girer diğerleri; hangimiz hangimizi haklayacak diye. birbirimizi haklamak gibi bir derdimiz yok ama bizbu şekilde sevgimizi belli ediyoruz o kadar. Feci rahattır Canımın İçi. Fermuarı açık kalmışsa aaa diye bağırır öyle çekip kapatır. Çok içtendir. Benim için çabalar durur. Beni asla ama asla kırmaz. Demediğini de bırakmaz ama yine de incitmez beni. </div><br /><div></div><br /><div>Canımın İçi heyecanlıdır, sakindir, delidir, sakindir, bilgilidir, cahildir her şeyin zıttı ve kendisidir. En çok da bu yüzden Peri'den uzaklaştım ya. Yeni bir oyuncak bulunca eskisini atarmışım ben küçükken. Şimdi ki oyuncağım Canımın İçi gibi görünüyor. Ama ben Peri'yi de seviyorum hala. Sadece heyecanı daha fazla istiyorum hayatımda. </div><br /><div></div><br /><div>Ve hayatımın daha farklı yönlerde de bulunması için her çeşit insanı çevremde tutuyorum. Bu yüzden istemesem de Peri ile spora yazılacağız. =) Biraz kas yaptım zaten biraz daha fit bir vücut fena olmaz. </div><br /><div></div><br /><div></div><br /><div></div><br /><div>* Yazmamışım ama yazmadan geçmek istemedim. Cuma günü büyük olaylar atlattım. Hani hep uçlarda yaşadığınız bir gün olur ya işte öyle bir gündü. Benim için hayati değer taşıyan bir yere geç kalmaktan son dakika kurtuldum. Biraz aksiyon yaşadım,ağladım, güldüm. İşim bittiğinde bir mesaj geldi ve bir saat içinde showrooma gidip arkadaşla buluşmak için mekan değiştirdim. Karşıdan karşıya geçerken ufak bir kaza atlattım. Olayları abartmayı sevmiyorum, insanları olduğundan küçük gösteriyor. Sadece ben o an Tanrının varlığına inanmasaydım başka zaman inanmazdım.</div><br /><div>Güzel bir gündü. Geri kalanı yazamıyorum çünkü aradaki bir kaç şeyi net olarak hatırlayamıyorum. Yine de hayat çok güzel =)</div><br /><div></div><br /><div>* Kendimi berbat hissetiğim bir sabah hayatımda aldığım en güzel iltifatı eden kişiye sonsuz teşekkür ediyorum. Her ne kadar benim değer verdiğim şeylerle pek ilgilenmese de gerçekten iyi bir adam =) Evet,o soru bendendi sana. Demeseydim çatlardım =)))</div><div> </div><div> </div><div> </div><div><em>Bitti.</em></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-8391376939510299232010-12-11T11:09:00.000-08:002010-12-11T11:22:27.494-08:00Av MevsimiAv Mevsimi hakkında çok şey söylendi. Dün akşam arkadaşlarla sinemaya gidince bende bir şeyler karalayayım bari dedim ve işte buradayım. =)<br /><br />Öncelikle Avcı yani Şener Şen bana göre daha çok emekli edebiyat öğretmeni rolündeydi. Ha bu rahatsızlık veriyor mu? Kesinlikle hayır! Tam bir bilgelik örneği göstermiş bence. Oyuncular rollerinin hakkını vermiş zaten. Özellikle de Cem Yılmaz. Oynadığı karakter Deli İdris filmin de ötesine geçmiş sayesinde. Okan Yalabık da dahil tüm oyuncuları ile adından söz ettirecek bir kadro olmuş.<br /><br />Konusuna gelince; herkes katilin önceden bilinmesinden rahatsız olmuş. Lütfen bir daha filme gitmesin bu şahıslar. Arkadaşım filmlerin ve kitapların vermek istedikleribir MANA olur. Bu filmde hadi katili yakalayalım değildi ki ana fikir. Orada tek bir şey uğruna yok olan hayatlar anlatılıyordu. Cinayet masasının yaşadığı zorluklar, zengin insanların hayatları ve diğerleri. <br />Özellikle başlangıcı ve bitişi gerçekten Türk sinemasına göre iyi bir yerdeydi.<br />Gidin izleyin bir şey kaybetmezsiniz =)Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-51976225888674945502010-12-01T11:34:00.000-08:002010-12-01T11:42:09.006-08:00asdfasdf<div align="justify"> </div><div align="justify"><strong><span style="font-family:times new roman;">Ojelerimi çıkarmam, projemi bitirmem ve biraz ders çalışmam gerekiyor. Oysa yapmak istediğim tek şey eski bir dizinin bir bölümünü izlemek. Ve büyük ihtimalle de böyle olacak.</span></strong></div><div align="justify"><strong><span style="font-family:times new roman;">İlk kez başkası için oldukça anlamlı bir şarkıyı dinledim. Ne anlama geldiğini biliyordum ve bu kalbime işlemişti. Sanırım ben o arkadaşta neyi sevdiğimi buldum. O kalbime dokunabilen iki kişiden sadece biriydi ve bundan henüz haberi yok.</span></strong></div><div align="justify"><strong><span style="font-family:times new roman;">İleride harika bir spiker olacağımı söylüyorlar, bir an bile böyle bir şey düşünmedim. Alkışları duymuyor olabilirim, en fazla alkışı ben toplamış da olabilirim yine de göz önünde olmak ile ilgili bir arzum yok.</span></strong></div><div align="justify"><strong><span style="font-family:times new roman;">Yazının bir bütünlüğü yok farkındayım.Düşüncelerimi toparlayamıyorum da şu an. Fazla iltifat beni şoka sokuyor sanırım. Ya da hesap sorulmasına kesinlikle alışkın değilim. Kimse bana o telefon çaldığında açılacak! Neden taşımıyorsun yanında?? dememeli bence. Hayır kendimi tanıyorum bir gün ters tepecek biliyorum.</span></strong></div><div align="justify"><strong><span style="font-family:times new roman;">Öyle işte. </span></strong></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-38972800826121263572010-11-25T09:23:00.000-08:002010-12-11T06:59:41.258-08:00*Şimdilerde gelen her davete zahmet edip de gitmeyen ben ileride o davetleri çok ararım.evet, biliyorum.<br /><br />*Valla bana dünyanın en iyi adamını en saygılısını getirin önüme koyun sarışın olsun renkli gözlü olsun bakmam. Hafif p.ç olmayınca hayatın tadı çıkmıyor valla.<br /><br />*Aynı bardaktan su içip ardından da başka bir şeyler içmek ister miyim? Yok lan iğrenç!<br /><br />*Face ifşa oldu mutlu musun deseler baş ağrıları ile ne kadarsa o kadar derim.<br /><br />*Şarkılar anlam taşır. Hem de dile getiremediğimiz duygularımız kadar ağırdır anlamları. İkinci kez aynı adam -bence çocuk =) - ilk kez duyduğum şarkılar ile beni hayata bağlıyor. İlk kez bir şarkıda böyle değişik hissediyorum. Sanki ben yazmışım şarkıyı. Ya da bana yazılmış...<br /><br />*Ruhum yaşlıdır benim. Çocukluk dönemimde ya da ergenliğimde taşkınlıklar yapmamışımdır. Hadi tamam arada bir saman altından su yürüttüğüm oldu. Kimin olmadı ki hem?<br /><br />Bilgisayarım 15 iş günü için emekliye ayrıldığından beri buraya uğrayamıyorum. Arada gelir devam ederim belki.Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-32157316036186770972010-11-22T12:16:00.000-08:002010-11-22T12:37:01.082-08:00<span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;">Eski yıllardan bir arkadaş buldu beni az önce face'de. Valla ne yalan söyleyeyim ben sevmiyorum öyle face'i hayat felsefesi haline getirmeyi de getirenleri de. Ama gel gör ki Musti büyümüş serpilmiş bir yakışıklıklık gelmiş. Birde üstüne beni tanımış eşek!</span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;">İso'yu da bulmam lazım. Eski sınıfta en sevdiğim iki arkadaştan biridir. Özlemişim ya. Valla face yüzünden sevgilisinin kafasında vazo kıranlar, çoluğunu çocuğunu öldürenler, arabasını satan, işten çıkan vs beni alakadar etmez. Bana eskileri verin yeter be arkadaşım!</span><br /><br /><br />Editcan: İstenen de buluyor istenmeyende bir bakıyorsun kabul etmişsin konuşuyorsun bir bakıyorsunl af sokuyor bir bakıyorsun alttan alıyorsun bir bakıyorsun çıldırmış kapatmışsın f.'i. Bir bakıyorsun ki en sevdiğin hocan ama sen konuşamıyorsun? Neden? Ha? Çünkü adama üşengeç bir yaratık olduğun için aylardır selam demedin be hayvan! Şimdi de öle bakarsın bön bön. Kapa kapa sayfayı. Bak hala duruyor! Kapaa!Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-18853510395353546972010-11-17T13:17:00.000-08:002010-11-17T13:43:28.673-08:00Bayram ziyareti vs Bakıcılık<a href="http://2.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TORMXqTFDlI/AAAAAAAAAH0/vIs_n4VQHIE/s1600/Mirror_Mirror_by_moonmomma.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; FLOAT: left; HEIGHT: 276px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5540637410947567186" border="0" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TORMXqTFDlI/AAAAAAAAAH0/vIs_n4VQHIE/s320/Mirror_Mirror_by_moonmomma.jpg" /></a><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Bu tatil sanırım beni benden alacak.</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Geçen sene herkesin hayatım boyunca "çok yoğun bir tempo" olarak ileri sürdüğü öss yılıydı. Doğrusu etrafımdaki kimse o anlatılan gibi ders çalışmıyordu. Günde 1092302948 soru çözerim her akşam 9'da uyurum. Sütümü cevizimi eksik etmem. Yalan bunlar geçeceksiniz.</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Tanıdığım ve sevdiğim herkesle kafa yapıyorduk. Geziyorduk yiyorduk içiyorduk. Ulan geçen senemde erkek hasatı bile boldu. Bu yıl yeni başladı bana göre. Ben öğretim yılına göre hesaplarım yılların başlangıcını. Bu yıl için henüz bir ay falan oldu mesela. Bu ayda da geçen seneye oranla daha çok çalıştım. Çok daha fazla dışarıdaydım. Çok daha fazla ailemleydim. Günler benim için 24 saatten 36 saate çıkmıştı.</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Tatile giriyorsun kızım dedim. Şunun şurasında kendime verdiğim günlerle tamımına 11 gün! Haftaiçi zaten dersleri ektik arkadaşlarla yemeğe gittik. batak dost kazığı monopoly gibi oyunlarla kaynaştık. Hatta benden hoşlanan Alabama ile bile yakınlaştık. Tamam ben oyunda hırs yapıyorum ve bu da yanıma uzanınca bir baktım kolları üzerimde ben buna vuruyorum. Toparlanıp yerimi değiştirdim sonra. Yok ya bu sene düşünmüyorum. Alabama'yı ise hiç düşünmüyorum.</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Her neyse, sonuçta tatilin yarısına geldik mi?</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Dün bir seçim yaptım aptal akraba ziyaretlerindense yeğenime arada bakacağım. Yani telefon mu geldi? Vııın! Dünde büyük bir avm de geziyoruz beraber. Hayatım dikkat et falan diye peşindeyim bunun. 25 yaşlarında iki tane <strong>adam</strong> geldi yanımıza ve beni mahveden o cümleleri kurdular!</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">"Olum şuna bak yaaa!! Yaşıtlarımız çocuk sahibi olmuş biz hala duruyoruz!"</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Başlarken size şunu demek isterim. Birincisi bu bir kız cümlesidir. Kızların ev-çocuk gibi hayalleri daha baskındır güzel kardeşim. İkincisi o benim çocuğum değil bende zaten 20 küsür değilim. Geçen sene küçük gösteren yüzüm hala aynı. Miniğim ben! Küçüğüm! Ufacık tefecik bir şeyim!</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Bugün de bizim dünürlere uğrayacaklardı. Ev dağ başında olunca ve çok katlı bir şey de olunca beni tek başıma bırakmadılar. Son zamanlarda biraz panik yapıyorum. Bilirsiniz yeğeniniz her an doğabilirse önlem alırsınız. İşte ben yine ufaklığıma gittim. Dışarı çıktık parka götürdüm. Kız gördü bunu ay ne tatlı benimde kızım bunun gibiydi. Ne şanslısın falan diyor. Oflayarak çıktım hemen.</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Geçen bizim ufaklık bir anne ve iki oğlunun yanına gitti. Bende peşinden gidiyorum. Çizgili bir çorap ve kışlık şortum var üzerimde. saçlar biraz dağılmış. Ufaklık gitti benden birkaç yaş büyük olan çocuğun bacaklarına vurdu. Ben şok tabi. Gülüyorum falan hani çocuktur diye. Sonra kendinden birkaç yaş büyük olanın önüne gitti üzerindeki bluzu çekiştiriyor. </span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Tamam hayatım teyzene yardımcı ol. Hatta evet o çocuk hiç fena değildi de sana ne oluyor? Daha gençsin sen. </span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">Öyle işte. Kendimi yaşlı hissediyorum. Özellikle o iki dangalak konuştuktan sonra. Ve ufaklık bana sevgili arayışlarına girince. Ulan sende mi sende mi? Diyecektim ama hadi yine iyi. İlk kez esmer birinden hoşlandım. .kop</span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;"></span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">edit:Oyuncakçılar ve kitapçılar bu bayram yaşadınız hadi. </span></div><br /><div><span style="color:#c0c0c0;">edit 2: Minareden atlarım Bayramını kutlarım diyen sevgili arkadaşım. Delisin dolusun ama seviliyorsun be =)</span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-61019783468882443422010-11-13T10:32:00.000-08:002010-11-13T10:51:06.454-08:00<a href="http://3.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TN7d1ETKcKI/AAAAAAAAAHs/HaP0wXlu694/s1600/Candle_by_Fjallen.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; FLOAT: left; HEIGHT: 240px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5539108495469211810" border="0" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TN7d1ETKcKI/AAAAAAAAAHs/HaP0wXlu694/s320/Candle_by_Fjallen.jpg" /></a><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Herkes memleketine ailesine gidince buradaki arkadaşlarla da dün takılınca insan bugün öylece boş kalabiliyor.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Aslında uzun süredir istediğim bir zamandı. Boş, sadece kendimle. Çok dinlendiriciydi ve bir o kadar da aç.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Genelde eve geç geldiğimden ya da öğünleri hep dışarıda geçirdiğimden asla aç kalmıyordum. Evde yemek hazırlama derdim yoktu. Malzemeler önüme koyulup da hadi ne hazırlasam düşüncesi yoktu. Gidip istediğimi sipariş edip yerdim. Bugün öyle olmadı.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Tembel ve üşengeç olabilirim ama söz konusu yemekse değilimdir. Gittim bir güzel araştırdım mutfağı sonunda malzemelerimi hazırladım ve tadaaaa bana lazım olan tencere kirli!!! Bulaşık yıkayamıyorum. Duşa bile terliklerle giren ben başka birinin artıklarını temizleyemiyorum. Sanki onları binlerce defa çiğnemiş ve tükürmüş de orada kurumuş gibi geliyor. Çatal, bıçak ve kaşıklarda ise daha da beter bir hayal gücüm var! Sanki o kişilerin ağızlarının içini temizliyor gibi! İğrenç!</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>İki yıl önce aynı çatalla ikinci bir şey yemezdim. Hala aynı bardaktan -su dahi içtiysem- ikinci sefer içemiyorum. Yıkanması lazım.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Bu yüzden malzemeleri geri kaldırdım ve pirinç unundan kendimi muhallebi hazırladım. Tamam peki bebek maması. Sonuçta onu da yemedim. Her şey gözüne batıyor insanın. Gerçekten. Alışkanlık kadar beter bir şey yok bence. </em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Akşama gelirken makarna yapıyordum ki birden elektrikler gitti. Sigortaları kontrol ettim. -ki lanet olasıcalar iki tane ve teki dışarıda.- Hava karanlık elektrikli lambamın şarjı bitmiş. mum buldum mecburen. mum ışığında evin en korkunç olan yerinde kalakaldım. Mutfak ve ben. Ben ve mutfağın ürkütücü pencereleri. Ürkütücü pencereler ve - Tamam anladınız.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Sonuçta on dakika içinde elektrik geldi ben yemeğimi yedim ve akşama cips söyledim. -Ayda bir gelen istek sonucu oluşan pişmanlığı yaşıyorum dokunmayın- Benim sevgili öküzcanım bana sınırlı sayıda üretilen o milkanın çikolatasından almış. Tanrım! Milkanın en sevdiğim çikolatalarından. Çilekliyi bile sollar. Tabi teknik olarak saat sekizi geçtiği için çikolata yerine mandalinamı kemiriyorum. Ehehehe midye almış öküzcan. Kıyı bölgelerindeyken çok severim ama burada cuk. Güvenemiyorum. Her neyse tadı da kötüydü zaten. Ama bonuslarımdan bir diğeri olan çiğ köfteler harikaydı.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Evet, ailecek midesiziz. Hepsini art arda yemedik ama olsun.</em></span></div><br /><div><span style="font-family:lucida grande;color:#cccccc;"><em>Mandalina isteyen?</em></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-73160343824281729452010-11-12T11:07:00.000-08:002010-11-12T11:52:52.353-08:00Güzel bir gün ha?<span style="font-size:130%;"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>İki gün önceydi sanırım; en değer verdiğim arkadaşım artık bana bu şehirde kalmak istemediğini söylemişti. Okulunu, hayatını tamamen değiştirecekti. Önüne çıkan en ufak bir aksilikte yılmıştı. Yardım etmek istedim fakat bazen nasıl edeceğimi bilemiyorum. Derslerinde afallıyordu. Anlamıyor anlarsa bile bunu kağıda dökemiyordu. Bilmiyorum ben hep iyiydim derslerde. Belki yetenek belki değil. Bugün onun nefret ettiği kitapçıya girdik. İlk başta öylesine bir tur atacaktım, bilirsiniz ben kitap kurduyum. Birden karşıma orijinal dilde harika bir kitap çıktı. Benim elimi attığımı gören arkadaşım gaza geldi gitti o da birkaç kitap aldı. İlk kez beraber kitap alıp, rafları inceleyip rahat koltuklarda oturup kitap kriterleri yapmayı tattık. </strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Ardından çocukluk arkadaşımla karşılaştım. Hani şu sırrımı bilen tek insan. En zor anlarım da yanımda olan, o gece ağlamaktan bitap düşmüş küçük bir kız çocuğuna yardım eden o kız. Yokmuşum gibi davrandı. Günün kötü olaylarından ilkiydi onunla karşılaşmamız. Tam yeni saçlarına bayıldığımı söyleyecekken arkadaşıma döndü ve konuşmaya başladı. Hiç kendimi o kadar kötü hissettiğimi hatırlamıyorum. Yok, mutlaka hissetmişimdir.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Sonra birkaç ay önce beğendiğim bir kolye vardı. Bilirsiniz küçük -tamam o kadar tanınan bir yere küçük denmez- bir gümüşçüye girersiniz ve kolyelere bakmaya başlarsınız. Kadın birden aylar önce beğendiğiniz fakat hiç bir yerde bulamadığınız o kolyeyi önerir. Yüzünüzde küçük bir tebessümle kolyeyi parmaklarınızda dolaytırırsınız. </strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Ne olduğunu bile anlamadan o kolyeyi almışsınızdır.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Bu sıralar böyleyim işte. Alışveriş yapmıyorum. Sadece çok değerli bulduğum takı ve kitap gibi şeylere para harcıyorum. Birde toplu taşıma araçlarına.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Eve dönmek için dolmuşa binmem gerekiyordu ki bu benim için bir eziyettir. Lise 2'den beri istediğim her yere arabayla gidip geldim. Bu yüzden bu yıl bu kadar çok dolmuş-otobüs vs kullanmak bünyeme biraz ters. Fakat bir aydır bir sorun yoktu. Hatta şu sapıklara hiç rastlamamıştım. Zaten hayatımda bir kere taciz edildim o da bu işin tanınmışlarından sayılan bir hocaydı. İğrenç pislik herifin tekiydi.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Her neyse, dolmuştaydık ve feci bir kalabalık vardı. Sonradan iki kişi bindi. Bazılarının tipinden piç olduğunu anlarsınız ya işte dedim yandık. Adamlar benden uzaktaydı her neyse dedim. Zaten üzerimde giyebileceğim en kapalı kıyafetim vardı. Siyah -en azından bir zamanlar- eskimiş bir kot ve siyah V yaka bir bluz. Önümde de dekoltemi kapatan gül kurusu bir fular. İki genç kız bindi. Şalları omuzlarında son derece süslü ve "mini". Elbette mini etek ve şort giyilmesine karşı değilim. Şortları çok severim ve eteklerle iki yıldır baya yakınız. Hem yaşadığım yerde iki kadından birini bunlarla görmeniz çok olası. Sadece dolmuşa binenlerin dikkatli olması gerekiyor.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Bu bir gerçek. Yaşadığımız ülkenin en tiksindiğim gerçeklerinden biri üstelik. Taciz her yerde var. Küçücük çocuklara, hayvanlara tecavüz edilen bir ülkede oturup da sadece tacize uğradım diye dua edecek halim yok. İnsanlar kabullendikçe, sustukça yüz buluyorlar. "Dolmuştur olur" ne demek? Tanrı aşkına! Ne demek kız kardeşlerinizi annelerinizi kızını belki de eşinizi bu adamların ellerine bırakırken bu kadar rahat olmak?!!</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Adamlar ne mi yaptı? Hiç bir şey canım! Çekim sadece! Gayet sanatsal bir çalışma gerçekleştireceklerdi. Tabi hiç ummadıkları "sindirildiğini" düşündükleri bir genç kız çıkıp onların işini bozana kadar! Yanı başımda edilen bir sohbete yanlışlıkla kulak misafiri olduğum için, rahatsızlığımı "yüksek sesle" dile getirdiğim için ve o terbiyesizlerin inmesine neden olduğum için HİÇ PİŞMAN DEĞİLİM!!!</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Özellikle hava karardığında daha tehlikeli oluyor dolmuşlar. Bu da bu akşam yaşandı zaten. Hala da öfkeliyim. Gizli çekimmiş! Ya soruyorum size hiç mi tanıdığınız ve o ünlü sözünüzü söylediğiniz bir kadın yok?! Bana arkadan yaslanmaya çalıştığın ve diğer kızın etek altı görüntülerini almaya çalıştığın , üstelik bunları bozduğumda ikinizinde utanmazca aşağı inip birde hala bana bakabilme cesareti göstermenizi aklım almıyor! </strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Türkiye'nin gerçeğiymiş!</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Başlarım böyle gerçeğe!</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Bir kez başıma geldi ve bugün olanları da ben aileme anlattım. Anlatmaya başlamak zor evet, ama inanın bana hiç anlatmamanızdan kat ve kat iyi. Eğer yazımı okuyan ve tacize uğrayan kadınlar varsa lütfen sesinizi çıkarın! Siz sustukça, ben sustukça onlar devam edecek. Eğer bugün ben konuşmasaydım orada neler olacağını düşünün! Belki de oldu. Belki de önceki dolmuşta oldu! Sinirden ve öfkeden titreyen tek kişi ben miyim? Tacize hayır diyebilecek tek kişi? Kızlarınıza, eşlerinize yardımcı olun. Susuyorlarsa bilin ki korkuyorlar. Ve inanın bana tacize uğrayan hiç bir kadın kolayca kendine gelemiyor. Tüm erkeklerin sapık ve pislik olduğunu savunmuyorum aksine onlardan da yardım bekliyorum. Eşlerinizi ve kızlarınızı kardeşlerinizi bilinçlendirin. En ufak şeyde kavga çıkaran biri olarak değil her zaman sığınacağı biri olarak görsün sizi. Bir korku filmi olmayın güvenebileceği bir ev gibi olun.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Korktuğunda üzüldüğünde saklanacağı kişi siz olun.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>En azından bir kişi bile bu yazdıklarımı okuyup bir kaç hayatı değiştirebilirse sevinirim.</strong></span><br /><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>A.A.</strong></span></span>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-142473965046037092010-11-10T11:02:00.001-08:002010-11-10T11:22:16.705-08:00Karmaşık Ruh Halinin Listelenmiş Hali<a href="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TNrwDhc5WuI/AAAAAAAAAHk/Mr_WiMCF6K0/s1600/felice_and_voodoo_by_mariyumi-d30rinm.jpg"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 240px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5538002635115289314" border="0" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TNrwDhc5WuI/AAAAAAAAAHk/Mr_WiMCF6K0/s320/felice_and_voodoo_by_mariyumi-d30rinm.jpg" /></strong></span></a><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong><br /></strong></span><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Hiç gurur yok mu bende?</strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>En ufak bir umut belirtisi arayan bu salak benliğime huzurlarınızda doya doya sövmek isterim. Her şeyi halletmişim gibi birde durmuş buna takıyorum. Halledilmesi gereken sorunlar listesi yapmam gerekiyor sanırım.</strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Muhtemelen ilk sırayı kabuslarım alır. Dışarıda bir yerlerde o elini kolunu sallaya sallaya gezen Deri Eldiven'i bulmam gerekiyor. Ardından Mavi Gözlü Kızın yanına gitmem ve yapmadıklarım için beni affetmesini dilemem gerekiyor. Sanırım en çok buna ihtiyacım var. Çok günahım olabilir ama bana göre en ağırı ona karşı işlediğim. Beni affetmesine çok ihtiyacım var. </strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Ardından -ki üstekini halledince bir sorunum kalmaz ama- vitrinden elbise seçer gibi sevgili seçmeye bir son vermem gerekiyor. O ne ya? Kibar eğlenceli efendi ve tipi fazlasıyla iyi diye biriyle mi birlikte olmam gerek! Şey, tamam bunlar yeterli olabilir de... Ne bileyim bir etkilenme olsa ya. Beni güldürüyor, beni düşünüyor, yardımcı oluyor, yüzüne bakınca insanın içi açılıyor, sarışın ve feci güzel renkli gözleri var, adam gibi adam diye de biriyle birlikte olunmaz di mi? Neyse ben bunu bir daha düşüneyim.</strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Arkadaşlarım arasında en çok güvendiğim kişi bu şehri terk etmeyi düşünüyor. Ama aynı zamanda beni de terk edeceği kafasına dank etmiyor. Bana sordu ne diyorsun diye sen bilirsin dedim msn'de. Ağlamak üzere olduğumu görmedi en azından. Ardından ağladığımı... Saf maf ama hayatta en değer verdiğim ikinci arkadaşım. Diğerini yedi yıl sonra kaybettiğimi yazmıştım. Onu da kaybetmek istemiyorum. Başka şehire giderse bitmez demeyin. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur.</strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Derslerim var bir de. Deli gibi çalışmam lazımken biz bu sarışın ve ultra güzel gözlere sahip elemanla durmadan dersleri kırıp yemeğe gitmek, kağıt oyunları oynamak vb. aktiviteler gerçekleştirir olduk. İşin kötüsü ben her yere arabayla ulaşım sağladığımdan bazen yeri bulamaya biliyorum sonra geç kalınca alkışlamaya başlıyor. Sabah çok utandım lan! </strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Ailem var bir de. Aile bağlarımı daha da sıkılaştırdım. Mesela bugün öğleden sonramı ufaklıkla geçirdim. Oyunlar oynadık dans ettik şarkı söyledik... Aileyi hiçbir şeye değişmem.</strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong></strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Tüm bunları düşünmem gerekirken ben durmuş bu aptal kişiyi düşünüyordum. Ve birgün kendime sordum "Ne yapacaksın? Ne yapardın?" Pek farklı bir cevabım yoktu. Her seferinde ne yapacağımı bilirdim. Acı verse de doğru olanı yaparım. Canım istediği kadar yansın, zaman içinde düzelirim elbet. Bu yüzden sarışın ve ultra çekici çocukla beraber olacağım dermişim =)</strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Küçük karmaşık dünyama geri dönüyorum. </strong></span></div><br /><div align="justify"><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Sevgiler Saygılar.</strong></span></div><br /><div></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-20948283916068906352010-11-08T11:26:00.000-08:002010-11-08T11:52:03.142-08:00Ben ve "O"<a href="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TNhTJJ2BeKI/AAAAAAAAAHc/Mquzo_b7R9I/s1600/Black_And_White_by_patricktoifl.jpg"><span style="color:#000000;"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 307px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5537267158578460834" border="0" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TNhTJJ2BeKI/AAAAAAAAAHc/Mquzo_b7R9I/s320/Black_And_White_by_patricktoifl.jpg" /></span></a><span style="color:#000000;"><br /></span><div><span style="color:#ffffff;">İlk kez bir kitap karakterinde kendimi gördüm. Okuduğunuz kitaplardaki karakterlere hayran olursunuz değil mi? Güçlü,güzel, her şeyi ve herkesi elde edebilen ve bazen de oldukça sevimli ve sakar tiplerdir bunlar. </span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Benim karakterim tam tersi. Kendine has yetenekleri var fakat onun dışında güçlü biri değil. Güzel deseniz göreceli. İkimizinde başından aynı olay geçmiş. Korkularımız var. Kendimizi bir şey için delice suçluyoruz. Çok fazla süslenmekten falan hoşlanmıyoruz ama arada bir kaçamak yapmak bize kendimizi harika hissetiriyor. Geceleri rahat rahat uykuya dalamıyoruz. Gerilim romanlarını seviyoruz. Fazlası da var. Hatta en önemlisini bilerek atlıyorum. Birkaç gün kendimi çıplak hissettim. Yazar sanki ruhumu görmüştü. Beni kimsenin avlayamadığı kadar gafil avladı. Belki de bana en büyük kötülüğü ve iyiliği bilmeden bu yazar yaptı. İlk kez kendimi düşünmeye ittim. Size de olmuştur, başımızdan geçen bazı şeyleri sorgulamak istemeyiz. Belki sonuçları korkutur bizi. Neler olduğundan çok neler olabileceği korkutur beni. Ben geçmişi severim. Geleceği değil.</span></div><div><span style="color:#ffffff;"></span> </div><div><span style="color:#ffffff;">Aslında başka bir adresten alacağım yeni bir blog fikri o kadar kötü görünmüyor gözüme şu sıralar.</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">İnsanların neyin var diye sormasından rahatsızım.</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Kitabın adı ne?</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Karakter kim?</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Ne yaşadın?</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Neden böyle söyledin?</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Beni tanıdığını sanan insanlara her zaman demişimdir, <em>"size söylemiyorsam söylemek istemiyorumdur".</em> Yukarıdaki karakterle olan ortak özelliğimi bilen tek bir kişi var hayatta. Ailemden değil. Çocukluk arkadaşım. O akşam bana yardım etmeye çalıştığı için hala minnettarımdır kendisine. Küçük iki bedenin kaldıramayacağı kadar ağır bir yüktü bu. Hala da taşırım. Arkadaşım her zaman fazlasıyla saf olmuştur, bu yüzden onu etkilediğini sanmıyorum. Unutkandır bir de. Belki de bu yüzden ona söyledim. </span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Bazılarını severim ama kimseye güvenmem.</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;">Sana güveniyorum dediklerim affetsin, dilin kemiği yok. Ve muhtemelen size birkaç konuda her zaman güvenmişimdir. Sadece bu konuda ben <em>kimseye</em> güvenmiyorum.</span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;"></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-77390352154317498642010-11-01T10:18:00.000-07:002010-11-01T10:32:35.348-07:00?!?<div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong>Çocukken hiç dilimizden düşmez. <em>Hepimiz bir parça ailemizden "nefret" ederiz. Onların yerine başkaları olsun isteriz. Bazen de biz hiç var olmamış olmak isteriz. Tuhaftır, büyüdükçe onlara benzeriz. Annelerimiz gibi davranırız çocuklarımıza, birer babamızın örenği olup çıkıveririz. En kötüsü de gerçekten o nefrete layık olan anne-babalara dönüşür bazıları.</em></strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong><em>Bu sayfalarda en çok "baba"dan bahsettim. Benim için ayrı bir dünyadır o. Delidir doludur fakat en iyi de onunla anlaşırım. Minyatürü gibiyimdir. </em></strong></span></div><a href="http://3.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TM75b62_JgI/AAAAAAAAAHU/_JzbW-SX0QM/s1600/Blue_Girl_by_neriassonne.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 233px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5534635250136589826" border="0" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TM75b62_JgI/AAAAAAAAAHU/_JzbW-SX0QM/s320/Blue_Girl_by_neriassonne.jpg" /></a><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong><em>İki hafta içinde duyduğum en güzel söz "Sinirlendiğini hiç görmedim." oldu. Oysa tanıştığımız bir ay boyunca ben çoğunlukla sinirliydim. Kemal'e ağız burun dalmamak için kendiim sakinleştiriyordum. Lola'yı boğazlamamak için derin derin nefesler alıp veriyordum. Gemici'nin ki neydi? Deniz ve Mehtap diyoruz biz onlara. Gemiciyi soruyorlar durmadan. Deniz mesela, benden nefret eder. Bir nedeni de yoktur hani. Sadece önümden geçerken bile gerilir kız. Bende gergince gülümserim. Mehtap desen arkadaşı uğruna dalaşır benle. Bende inat değil mi gülme krizine sokarım bunları sonra her neyse der giderim öyle kalakalırlar işin en heyecanlı yerinde. Sonra grup olarak yapılacak şeyde üç beş akıllı işin içine eder öfkelenirim birkarış suratla giderim birkaç laf sokarım. Sakin kalmak için dışarı çıkarım. Yüzüme çarpan soğuk hava ya da rüzgar beni hep sakinleştirir.</em></strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong><em></em></strong></span> </div><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><strong><em>Yine tüm bunlara rağmen benim öfkeli halimi hiç görmediğini söyleyen bir arkadaşım var. Korkuyorum, ya kız çok saf ya ben mimiklerimi kaybettim!</em></strong></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-66256420829275008842010-10-29T11:04:00.000-07:002010-10-29T11:26:32.294-07:00Gerçek insanlar ve Babaları<a href="http://2.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TMsRIAuwAEI/AAAAAAAAAHM/MO8A_PAYZR4/s1600/Like_father_like_son_by_celticdreams.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 194px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5533535396487495746" border="0" alt="" src="http://2.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TMsRIAuwAEI/AAAAAAAAAHM/MO8A_PAYZR4/s320/Like_father_like_son_by_celticdreams.jpg" /></a><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong>Hayatta gerçekten değer verdiğim ve karakter özellikleri gerçekten iyi olan insanların babaları hep vefat etmiş oluyor. Bilmiyorum bir şekilde lanetlendiğimi düşünmeye başladım sanırım. Kime elimi atsam babasını kaybetmiş oluyor. Böyle bir arkadaşım "Bu durum beni güçlendirdi."demişti. Haklıydı belki de. Çok sağlam bir karakteri var. İlkelerine bağlı biri. O mutlu aile tablosunda yaşayan sahte mutluluk insanlarının hiç biri onun tırnağı olamaz. Baba önemli bir figür. Özellikle de benim hayatımda. En değerli varlığım o olunca tuhaf hissediyorum böyle durumlarda. </strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong></strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong></strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong></strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong></strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong>Yüzüğümün sahibinin babasının şehit olduğunu öğrendim o akşam. Yazamadım. Konuşamadım. Kıpırdayamadım bile. O gün sinemaya kaçtığımızda babama akşam beni almasını söylerken kıvranıyordum. "İyi ki senin böyle sorunların yok. Çok şanslısın."demiştim yurtta kaldığı için. O ise sadece gülümsemişti. Şimdi anlıyorum yüzündeki o gülümsemenin nedenini. </strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong>Akşam o kadar kötü olmuştum ki bir şeyler yapmak istedim. Yüzüğü parmağımdan hiç çıkarmıyorum. Çıkarmayı da düşünmüyorum. Belki de aldığım hediyeler içinde en çok buna değer verdiğim için... Dün mesaj atmak istedim gelsene diye emin olamadım. Bugün sabah günaydın yazacaktım vazgeçtim. Yazdım ve sildim mesajı. Ben duygusal olamıyorum dedim ya kolay kolay, o akşam "Sen bana bu yüzüğü seni hep hatırlamam için verdin fakat benim seni unutmaya hiç niyetim yok."diye sms attıktan sonra normal halime dönemedim. Aldığı en güzel habermiş o gün içinde. Uzun süre yanında kalmayı planlıyorum. Bu sefer bir ilk gerçekleştireceğim. Birilerini yanımda uzun süre tutacağım. Sıkılmak yok bu sefer. </strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong></strong></em></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#ffffff;"><em><strong>Babasını kaybetmiş herkese saygı duyuyorum. Karakter özellikleri için ve bazen sadece ayakta kalabilmeyi başardıkları için. Olayı dramatize etmedikleri için. Yaslarını olması gerektiği gibi tuttukları için. Babalarının gurur duyacağı kişilere dönüşmek için o çabayı sergiledikleri için. Kendimi onların yanında mutlu hissediyorum. Öyle güçlü ki ruhları bunu havada hissedebiliyorum. Gözlerindeki nemli bakışı görebiliyorum. Onlar hayatta karşılaştığım en iyi insanlar değil sadece belki de saygıyı en çok hakedenler onlar.</strong></em></span></div><br /><div><span style="color:#ffffff;"><em></em></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-84736888118767173072010-10-29T01:35:00.000-07:002010-10-29T01:46:00.426-07:00<div align="center"><em><span style="font-family:times new roman;font-size:130%;color:#ccffff;">Doğru olanı bilmekle yapmak arasında çok büyük bir fark var. </span></em></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-48263476638778651672010-10-27T07:34:00.000-07:002010-10-27T07:51:46.801-07:00<div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;">Özel birine;</span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;"></span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;">Bugün hakkında bazı şüphelerim vardı, doğrusu. Fakat sabah oldukça endişeli olan halimi bir anda silip yok ettiğini görünce gerçekten rahatladım. Doğrusu bugün yüzüne söyleyemediklerimi buraya yazmak isteme nedenim neydi emin değilim. Sanırım sanalda olsa teşekkür etmek istediğim için. Gerçek olamayacak kadar iyi olan bir şey varsa genelde gerçek değildir. Bu yüzden sana karşı özellikle sınırlar koydum geçen haftalarda. Fakat bugün bu sınırları büyük ölçüde geçtin.</span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;">Sabah huzura kavuşturduğun için, üni.den ilk kez kaçmamda yanımda olduğun için, benim istediğim filme gittiğimiz için, parmağımdaki bu yüzük için ve kalbimde bu sıcaklık için teşekkür ederim.</span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;"></span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;">Hediye kabul etmekle ilgili ufak bir sorunum var. Biri hediye verdiğinde nasıl kabul edeceğimi bilmiyorum. Çünkü sahip olmadığım çok az şey var hayatta. Önemli olan nesneler değilmiş oysa. Önemli olan onları veren kişiler ve verme nedenleriymiş. Yüzüğü ilk aldığımda ya da birkaç kez geri çevirdiğimde yapmam gereken gibi teşekkür etmeliydim. </span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;"></span></em></div><div align="justify"><em><span style="font-family:times new roman;color:#ffffcc;">Teşekkür ederim.</span></em></div><div align="justify"><span style="color:#ffffcc;"></span></div><div align="right"><span style="font-size:130%;color:#c0c0c0;"><em>A.</em></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-24274721518216851272010-10-21T10:05:00.000-07:002010-10-21T10:25:25.134-07:00<p align="center"><a href="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TMB2hibjWhI/AAAAAAAAAHE/N1N0ZJqoAYA/s1600/Brother_and_Sister_by_Tyulenndi.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 235px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5530550660961098258" border="0" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TMB2hibjWhI/AAAAAAAAAHE/N1N0ZJqoAYA/s320/Brother_and_Sister_by_Tyulenndi.jpg" /></a></p><em><strong>(resim temsilidir.)<br /></strong></em><br /><em><span style="color:#330000;"></span></em><br /><em><span style="color:#330000;">Küçük bir bebek düşünün. Bu bebeği ağabeyine bırakıyorsunuz ve bu şaşkın ağabeyi biberonuna bira koyup veriyor bebeğe. Evet, ilk içkimi böyle içmişim =) Hatırladıklarımı da zaten ilk olarak hep abimle içtik. Hep der "Bir gör dene öyle karar ver. Bunu da yanımda yap." Bu yüzden biz beraber içeriz. Hem çok da iyi bir yöntem bu. Ben içkiden hiç haz etmem mesela. Öyle alkolik değilimdir sevmemde. Sigara deseniz, geçen yıl her dershaneye giden genç gibi bir iki sefer denedim. Zaten dudaklarım angelina'nın dudakları gibi olduğundan sigara düz durmuyor. Öpüşüyor gibiyim içerken .kop Hem bu nedenle hem de abime bıraktıran kişi ben olduğum için içmem sigara. </span></em><br /><br /><br /><em><span style="color:#330000;">Küçüktüm hatırlıyorum, eski evimizin salonunda ona nasıl yalvardığımı... O gün bıraktı. Yeniden içti sonraları fakat bana belli etmemeye çalıştı. Ben anlayınca da bok iç dedim zaten. =)</span></em><br /><br /><br /><em><span style="color:#330000;">Sonunda tüm o sevgililerinden sonra birini buldu. Haftasonu nişanı var. Kızı çok sevdim ben. Öyle görümce vs vs gibi değil hemde. Kız iyi abim mutlu gerisi yalan zaten.</span></em><br /><br /><br /><em><span style="color:#330000;">Pek bir şeyde anlamadım. Nişan alışverişi falan derken gerçekten gidiyor mu şebeğim? Benim güven kaynağım öküzüm artık evleniyor ha? Kim ben her düştüğümde beni tutacak? Kim kendine gel diyecek bana? Saçmaladığımı söylediğinde dinlediğim tek insan gidiyor mu şimdi?</span></em><br /><br /><br /><em><span style="color:#330000;">Pazar sabahlarımızı çok özleyeceğim. Bana inat olsun diyemidir bilmem patates kızartmasını bile balla yer. Birde benimle dalga geçer. Kendisi şeftali yiyebilirmiş gibi!</span></em><br /><br /><br /><em><span style="color:#330000;"></span></em><br /><br /><br /><em><span style="color:#330000;">Onu bunu bilmem benim bir tanecik öküzüm o!</span></em>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-90186198920550547692010-10-19T12:46:00.000-07:002010-10-19T13:01:13.157-07:00Gerçekler<div align="center"><span style="font-family:times new roman;color:#333333;"><strong>"İkinci bir şans kimseye vermem demiştim.</strong></span></div><div align="center"><strong><span style="font-family:Times New Roman;color:#333333;">Çok net hatırlıyorum." </span></strong></div><div align="center"><strong><span style="font-family:Times New Roman;color:#333333;">=)</span></strong></div><div align="center"><strong><span style="font-family:Times New Roman;color:#333333;"></span></strong> </div><div align="center"><span style="font-family:times new roman;color:#333333;"><strong>Bazı gerçekleri görmezten gelmek isteriz çoğumuz.</strong></span></div><div align="center"><span style="font-family:times new roman;color:#333333;"><strong>Sanırım ben bunu çok sık yapıyorum. Alice'in harikalar diyarı gibi saçma sapan bir yerde var olmuyorum, hayır. Fakat insanları kendi istediğim şekle sokuyorum. Doğallıktan saptırıyorum. Ayrı bir şey yaratıyorum. Farklı birini seviyorum. Sonra o kişi özüne döndüp diğer yüzünü gösterdiğinde "bu kim?"diye kalıyorum. Asıl x,y,z, kişilerini tanıyamamam ne kötü.</strong></span></div><div align="center"><span style="font-family:times new roman;color:#333333;"><strong>Asıl A.'yı tanıyamamaları ne kötü.</strong></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-58229135152371073942010-10-16T11:07:00.000-07:002010-10-16T11:29:18.611-07:00Baba<a href="http://3.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TLnuT7YAmrI/AAAAAAAAAG8/aGhwOu8rsUE/s1600/Father.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 222px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5528712043697314482" border="0" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TLnuT7YAmrI/AAAAAAAAAG8/aGhwOu8rsUE/s320/Father.jpg" /></a><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Çok sevdiğim bir arkadaşa yorum yazıyordum ki anladım. Geçmişim tuhaftır benim. Karanlıktır. Öyle karanlık işler anlamında da değil üstelik. Puslu anılarım vardır benim. Saçma ayrıntıları hatırlar diğerlerini bilinçaltına gömerim. Belki bu yüzden bu kadar az hasar vardır ruhumda. </strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Her ailede vardır, abi küçük kardeşe evlatlık olduğunu söyler. Bana da oldu ve ben belgeleri görene kadar kimseye inanmadım. Sonra hayatımı etkileyen en büyük yalanda babamın beni kız olduğum için istememesiydi. Zaten bir oğlu olduğunu düşünürsek ne salakmışım ben! Yıllarca erkek çocuk gibi davranmaya çalıştım. Babam eve yorgun gelirdi bu yüzden masaj yapmanın inceliklerini öğrendim. Ben ne kadar tuhaf davranırsam davranayım o akşam eve yorgun gelen adamın gözlerindeki sevgi pırıltıları beni mest ederdi.</strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Çok sonra anladım, babam beni ben olduğum için seviyordu. Ve hep sevecekti. Birbirimiz için çok fedakarlık yaptık biz. Baba-kız ilişkisi derler ya bizimki çok ayrı oldu. Birbirimizi hep affettik. Baba-kız asla küs kalmaz dedik. Kim haklı olursa öteki taraf özür diledi. Babam hayatındaki en duygusal konuşmayı eşine değil bana yaptı. Beni çok kırdığında kendi de mahvoldu.</strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Babasız büyümek nasıl hiç bilmedim. Çünkü ben hayatımdaki en değerli varlık olarak onu seçtim. Onsuz büyüyemezdim. İşten geldiğinde sırtına atlayan o küçük kız çocuğu olmasaydım bugün bu şekilde olamazdım. </strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Bebekken kucağında yemek yermişim. Onun elini tutmadan uyuyamazmışım. Küçük bir çocukken işten geldiğinde aslında hiç sevmediğim o dergileri getirdin mi diye çığlık atıp koşup sarılırdım. Pazarları beraber vakit geçireceğiz diye deli gibi sevinirdim.</strong></span></div><div> </div><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Şimdi her kaprisime katlanıyor. Kredi kartına deli gibi yüklendiğimde mantıklıca açıklıyor ve bazende sesini yükseltiyor. Haklı olduğunu biliyorum. Yine de beni hiçbir zaman yaşıtlarımdan geri koymadı. Zamanımın çoğunu hasta geçirdiğim için sağlığımla çok ilgilendi. Üç ay boyunca hasta yattığımda inat ve korku yüzünden doktora gitmediğimde, ben ateşler içinde sayıklarken beni doktora taşıyan o oldu. </strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>Kendisi yiyemezse bana yedirirdi. Kendisine bir ayakkabı alırsa bana üç tane alırdı. Sırf istiyorum diye korkacağımı bile bile beni at binmeye götürürdü. Alışmam için elinden geleni yapardı. Beni benden iyi tanır. Okula alışınca kendine güvenin geldi. Yürüyüşün bile değişti dedi. </strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong></strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>İşte tüm bu yüzden geleceği geçmişime değişmem.</strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong></strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>*Bu arada fotoğrafçı babama gülün dese bile adamın en gülen halinin bile korkutucu görünmesini çok seviyorum! </strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong></strong></span></div><br /><div><span style="font-family:times new roman;color:#330000;"><strong>*Resim bir internet oyunundanmış.Fark etmez, benim babam sigara da içmez saçı da seyrektir zaten. =)</strong></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-19091157132433171502010-10-15T06:39:00.000-07:002010-10-15T06:50:01.629-07:00Nasıl hissetmeliyim?Okuyanlar ve beni tanıyanlar bilir. Pek bir şıp sevdiyimdir. Yakışıklı birini koyun karşıma bakarım. Fakat şöyle ki karakterini de değerlendirebilen ve sevdiğim bir yanım da yok değil. Yine okuyanlar bilir Gemici dediğim bir şahsiyet vardır. Bu hikayede esas oğlan Gemici. Esas kız kim diye sormayın hiç bilmiyorum.<br />Daisy'nin sevgilisi var fakat Gemici'ye yazıyor.<br />Lola'nın sevgilisi var fakat hem gemiciye hem basketçiye yazıyor.<br />Minnie dediğimiz kız ise... Bugün şoka uğrattı beni. Yarım saat kadar "neden sevgilim yok?" konusuna bir giriş yaptı. Ben mantıklı açıklamalar getirdikçe bu sızlandı. Sonunda da patladı zaten. "Ben Gemiciden hoşlanıyorum"dedi ve ben MAL gibi kaldım.<br />Evet, biliyorum aşık değilsin diyorsunuz. Yeap fakat gelip de bana "Ya ben ona cilve yapmak istiyorum ama nasıl göz süzülür nasıl kıkırdarım bilmiyorum bana yardım et!" derse biri ben onu bambam diye gömerim o yere.<br /><br />İşin aslı şu; yukarıdaki cümleyi kurduğunda hala mal gibi kalmıştım. "Yapamam."dedim bi pis bakış attı. "Kendim bilmiyorum sana öğretemem"dedim gözlerini devirdi. Aslında bana başka biri dese ben ona neler öğretecektim. Nasıl mutluydum başta. Sonra yanıma oturdu bu gemici bize bakıp gülümsüyor bu bana gülümsedi diyor ben hadi ya? kime lan? diye düşünüyorum.Kız saf gibi ama çocuğa nasıl ataklar yapıyor anlatamam. Yanına geçip göz kırpmalar... Ulan ben mi sana öğreteyim sen mi bana?<br /> Çok olaylı geçti bugün. Sinirden kendimi gülmeye verdim cümle kuramadım!<br />Hala da kuramıyorum.<br />Bıktım ya şu aşk hoşlanma vs işlerinden. Küçük Prens'i özlüyorum ben. Gözlerine baktığımda kendimi kaybettiğim tek insanı delicesine özlüyorum ben.Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-46263695289840934002010-10-11T10:16:00.000-07:002010-10-11T10:45:58.321-07:00İçimdeki çocuk. Hala çocuksun diyenlere.<a href="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TLNMTHoWz7I/AAAAAAAAAG0/L1t5F7Uauuo/s1600/The_devil_in_love__redux_by_lily_fox.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 250px; FLOAT: left; HEIGHT: 320px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5526845059063271346" border="0" alt="" src="http://4.bp.blogspot.com/_mUT7UJKh5wY/TLNMTHoWz7I/AAAAAAAAAG0/L1t5F7Uauuo/s320/The_devil_in_love__redux_by_lily_fox.jpg" /></a><br /><div><em><span style="color:#330000;">38 beden olup 34 beden binici pantolonu giyen ve buna delicesine sevinen biri. Kendini o an dünyanın en harika kadını gibi görür. Sonra geceyarısı sürdüğü ve loş ışıkta fark etmediği ojeleri ile karşı karşıya gelir ve nasılda ucuz bir fahişe gibi göründüğünü farke eder. Üzerindeki tüm asil duran kıyafete rağman işte o parmaklarındaki kahpe kahpe sırıtan pembe ojeler bitirir güzelliğini. Işık çarptıkça parlayan ojelerinden alamaz gözlerini. Silmeliyim der içinden sık sık. Silmeli ve daha oturaklı bir renk sürmeli. </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Sonra gözüne diğerleri çarpar. Adının dolaştığı sıralara kayar düşünceleri. Dört kişi hakkında konuşmaktadır fakat duyamaz. Sonra belki de başlarda en çok uzak dursun benden dediği çocuğun kendini takibe aldığını öğrenir. Rahatsız olur ama sesini çıkarmaz. Olaylar patlak verene kadar sakince bekleyecek ve tüm benliğini koruyacaktır. Sukunet ile verdiği karar gülümsemesine neden olur.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Saman alevi gibi parlamayacaktır bu sefer. </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">sonra gözleri onu bulur. Aklı allak bullaktır. Gözlerini kaçırır ve düşünmediğinde daha rahat olduğunu fark eder. Bir başkası adını fısıldar başıyla hafifçe dönüp göz süzer.Adını fısıldayan genç adam afallamış bir şekilde bakakalır. Pardon sözcüğü dökülür dudaklarından. Kız usulca gülümser ve yanındaki arkadaşına bir şeyler söyler. Gülüşürler. </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Arkadaşı bir şarkı mırıldanır.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Aşklarını düşünmez kız. Sadece anı yaşar. O kadar huzurludur ki... Birden kimsenin bu yeteneğe aldırmadığını fark eder. İnsanlık diye hayıflanır. İnsanlık nereye gitmiştir? Gözlerini yeniden parmaklarına odaklar. Minicik ellerine bakar. O sevmenin yakınından geçmediği elleri görünce durup düşünür bir süre. Yeteneklidir o kahpe tırnakların olduğu parmaklar. Onu huzura erdiren şey o parmak uçlarında alev almış gibi beklemektedir. Bunu bilir.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Sonra bir ölüm haberi alır.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Bir cenaze daha diye düşünür. Bir ruh daha. Yeni bir hayat eski bir hayat... </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Güçsüz bünyesi yenik düşer yine. Aldığı ilaca aşk dolu gözlerle bakar. İlaçları sever doktorlardan nefret eder. Kitaplara aşıktır fakat karakterleri yaşatmak ister. Açıp google'a stephen yazdığında karşısında bulsun ister, bulamaz.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Saat altıda uyumak ister. Gece kalktığında ay ışığına bakmak...Önceleri gökyüzünü kirleten o binalar olmadığı zamanlara gitmek ister. O zamanlarda önünde sarı-turuncu uzanan tarlaları anımsar. Tarlanın içindeki tilki yuvasını...Tilki yuvasından başını çıkarıp ona kaçamak bakışlar atan haylaz minik tilki yavrularını görür geçmişe dalıp gidince... Bahçesinde bulduğu yılandan ürker kaçacak yer arar yeniden. Büyük ve görkemli bir atmaca tepesinden uçarken aslında hayran olduğu bu yerde kaldığı için sevinç duyar.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Minik sokak köpeklerini alıp eve getirir bu kız geçmiş vakitlerde. Onlara ev bulana kadar bakıp besler. Her gün servisi beklerken bir dakika daha oynayabilmek ister onlarla. Sonra onlar gittiğinde gece hıçkırıklara boğulur. Sonra yeni bir gün doğar. Yeni bir umut besler.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Ailesi büyür. Sevgisi büyür. Nefreti öğrenir ve bazende öfkeyi.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;"></span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;"></span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;"></span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Hayat o kadar boş ki aslında, Onu doyasıya yaşamak isteyen bizler olmasak bu dünya bir o kadar boş kalırdı. Yukarıdaki hayatımın bir parçasını yazma nedenimi bilmiyorum. Sadece ben bir zamanlar masal gibi bir dünyada yaşadım. Ve şu an dünyada birçok kişinin isteyeceği o statüye sahibim. Bir şeyleri zorlamadığım zamanlar küçük bir kız çocuğuydum. Ben masumiyetimi insanları kandırmayı öğrendiğim gün kaybettim. Birilerini parmağımda oynatırken ve başkalarının parmağında oynarken yok oldu o kızdan parçalar. Ama hala odamın penceresinden tarlanın kalan kısmına baktığımda o yabani tilki yavrularını korumaya çabalayan kızı görüyorum. Tarlanın sonundaki ağaçlık alandaki çukurlara ayağı sıkışan yardım isteyen ve korku içinde eve dönen o kızı. </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;"></span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">İşin içine ne zaman diğer insanlar girdi insan o zaman kaybetti savaşı. Ne zaman okuldaki o gruplar çıkar çatışmasına girişti kendini kurtarma amacıyla hainlik öğrendi insan o zaman bitti. Masum diye bir şey yoktur.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Onlar sadece bebekler ve çocuklardır.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Onlar melektir zaten.</span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Geri kalanlar ise... </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">Gidin ve bir aynanın karşısına geçin. </span></em></div><br /><div><em><span style="color:#330000;">İşte o zaman...</span></em></div><br /><div align="center"><em><span style="font-family:times new roman;font-size:130%;color:#660000;"><strong>O kutsal kitaplarda geçen şeytanın ta kendisine bakıyorsunuz.</strong></span></em></div><br /><div></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-6624445030903035012.post-81009191889188216292010-10-09T12:10:00.000-07:002010-10-09T12:11:25.153-07:00<div align="center"><span style="font-family:times new roman;color:#660000;"><strong><em>Öfkemle ısınıyorum şu soğuk gecede.</em></strong></span></div>Nesshttp://www.blogger.com/profile/09319907267584400719noreply@blogger.com